Muhteşem Yüzyıl Wiki
Advertisement


Pargalı İbrahim Paşa, Makbul İbrahim Paşa, Frenk İbrahim Paşa ya da öldürüldükten sonraki ünvanıyla Maktul İbrahim Paşa (1493, Parga - 15 Mart 1536, İstanbul) I. Süleyman saltanatı döneminde 27 Haziran 1523 - 15 Mart 1536 arasında sadrazamlık yapmış, önemli siyasal ve askeri olaylarda rol oynamış Osmanlı bir devlet adamıdır.

Çocukluğu Ve Gençliği[]

Parga'da doğmuş ve çocukluğunun bir kısmını Parga'da geçirmiştir. Babası balıkçı Manolis'tir. İbrahim'in asıl adı Theo'dur ve Niko adında bir ikiz kardeşi vardır. Henüz çocukken devşirilmiş ve ailesinden koparılmıştır. Devşirildikten sonra adı İbrahim konulmuştur. Osmanlı topraklarında yaşayan zengin bir hanıma satılmıştır. Hanım onun eğitimi ve yetiştirilmesiyle yakından ilgilenmiştir ve bu sayede İbrahim keman çalmayı bile öğrenmiştir. İbrahim gençlik yıllarına kadar hanımının çifliğinde yaşlamıştır. Bir gün Şehzade Süleyman, İbrahim'in yaşadığı çifliğin yanından geçerken İbrahim'in çaldığı kemanı duyar ve yeteneğine hayran olur. İbrahim'in sahibi hanımla konuşan Süleyman, İbrahim'in ne kadar yetenekli ve gelecek vaad eden bir genç olduğunu öğrenince onu hizmetine alır. İkisi iyi anlaşırlar ve İbrahim kısa sürede Süleyman'ın en güvendiği insanlardan biri oluverir. Süleyman bazen validesi ile buluştuğunda İbrahim de onun yanında bulunur ve Validenin yanında getirdiği kızı Hatice Sultan'la zalkjojğoknra şahincibaşı yapmıştır. Yıllarca birlikte hareket etmişlerdir. Süleyman'ın babası Yavuz Sultan Selim Han öldüğünde Süleyman'a hadiseyle ilgili bir haber gelmiştir. O anda bile Pargalı yanındadır. Süleyman tahta çıkıp padişah olduğunda da İbrahim'i hasodabaşı yapmıştır. İbrahim Topkapı'da Hatice Sultan ile aynı çatı altında yaşamaktan mutludur. Ancak bu mutluluk uzun sürmemiştir. Sürekli Hürrem'den kurtulmaya çalışan Mahidevran Sultan'ın arkasını toplamak Pargalı'yı epey yormuştur. Bu süre içinde Pargalı aynı zamanda Hatice Sultan'ın da kendisine ilgi duyduğundan emin olmuştur. İkisi gizli bir aşk yaşamışlardır. Ancak bir süre sonra Valide Sultan, Hatice Sultan'ı Piri Mehmet Paşa'nın oğlu Mehmet Çelebi ile nişanlamak istemiştir. Fakat Mehmet Çelebi'nin ölümcül bir hastalığı ortaya çıkınca o iş bozulmuştur.

Vezir-i Azamlığı[]

Piri Mehmet Paşa yaptığı ufak tefek hatalar yüzünden bir kaç kez mührünü teslim edip görevinden azlini istemiştir. Süleyman sonunda onu azletmiş ve kaidelere aykırı olarak yerine o dönemde hasodabaş olan İbrahim'i getirmiştir. İbrahim kısa bir süre bu görevi yaptıktan sonra Hatice Sultan'la kavuşamamanın verdiği ızdıraptan kurtulmak için Süleyman'a herşeyi bir mektupla açıklamış ve Parga'ya kaçmıştır. Ancak sonuç beklediği gibi olmamış ve Süleyman ikisinin aşkına saygı gösterip kavuşmalarını buyurmuştur. Bunun üzerine İbrahim, Parga'dan dönmüş ve Hatice Sultan'la evlenmiştir. Bu onun daha da güçlenmesini sağlamıştır. Devletin aldığı önemli kararlarda her zaman katkı sahibi olmuştur. Seferlerde ve devlet işlerinde gösterdiği başarılardan dolayı Süleyman'ın takdirini kazanmış, güçlü bir Vezir-i Azam olmuştur. Ancak Hürrem Sultan'la yıldızı hiç bir zaman barışmamıştır. Her zaman Hürrem'in bir açığını kollayan İbrahim, Leo'nun Hürrem'e yazdığı aşk mektubunu Nigar Kalfa'nın üzerinde yakalayınca her şeyi öğrenmiş ve Hürrem'i mahfetmek için eline bir fırsat geçmiştir. Leo'yu yakalayan İbrahim onu bülbül gibi konuşturmuş ve ve Hürrem'le tüm yaşadıklarından haberdar olmuştur. Hürrem ve Leo'yu yüzleştiren İbrahim ortaya zehirli lokumlar koyup "Biriniz bunları yiyip ölecek, kim olacağına siz karar verin!" demiştir. Leo, Hürrem'i kurtarmak için lokumları yiyip intihar etmiştir. Bu olanlardan sonra Hürrem, İbrahim'i en büyük düşmanı bellemiş ve onu yok etmek için elinden gelen her şeyi yapmaya başlamıştır. Onu zehirlemiş ve okla vurdurtmaya çalışmış, seferler sırasında ölmesi için dualar etmiştir. Tüm bunlara rağmen hayatta kalan İbrahim gittikçe yükselmiş ve sürekli yeni yetkilere sahip olmuştur.

Nigar Kalfa Meselesi[]

Nigar Kalfa, İbrahim'e karşı çok eskiden beri derin duygular beslemiştir. Hatice ve İbrahim'in arası zamanla çeşitli sebeplerden dolayı açılmıştır. Hatice Sultan gebe kaldığında doğuma kadar ona refakat etmesi için Nigar Kalfa görevlendirilmiştir. İbrahim Paşa sarayında kaldığı süre boyunca Nigar, Paşa ile iyiden iyiye yakınlaşmıştır. Hatice Sultan zamanı geldiğinde doğum yapmıştır ama doğan oğlu bir süre sonra ölmüştür. Hatice Sultan ölen bebeğinin yasını dağıtmak için sarayından uzaklaştığında Nigar sarayda kalmıştır. Bir gece İbrahim'in üstünü örtmek bahanesiyle odasına giren Nigar onu cezbetmiştir ve ilk kez o gece birlikte olmuşlardır. Ancak İbrahim yaptığından pişmanlık duymuş, Nigar'a bir daha aralarında asla böyle bir münasebetin olmayacağını söylemiştir. Mahidevran Nigar'dan hoşlanmıyordur çünkü Nigar'ın, Hürrem'in yükselişinde büyük payı vardır. Onu saraydan uzaklaştırmak için aklına evlendirmek fikri gelir ve Hatice Sultan'ın da aklına sokar bu fikri. Mahidevran ve Hatice onu Matrakçı Nasuh Efendi ile evlendirmeye karar vermişlerdir ve evlendirmişlerdir. Ancak onlar evlenmeden bir gece önce İbrahim Paşa Nigar'a aşık olduğunu kabullenmiş ve zamanında kendisine borçlanan Nasuh efendiden borcuna karşılık olarak Nigar'ı boşamasını istemiştir. Böylece evliliklerinin ilk gecesinde Nasuh efendi onu boşamıştır ve İbrahim, Matrakçı'nın evine gelerek Nigar'la ilişkiye girmiştir. Bu arada Nigar'ın haremdeki vazifeleri devam etmiş, saraya her gün gidip gelerek vazifelerini yapmıştır. Daha sonra Nigar'ın kendisini aldattığı dedikodularına dayanamayan Nasuh Efendi İbrahim'den izin alarak Nigar'ı boşadığını açıklamıştır. Boşanma gerekçesi olarak ta Nigar'ın kısır olduğunu öne sürmüştür. Ama bu bir yalandır. Nigar o olaydan sonra İbrahim Paşa'nın ona aldığı evde yaşamaya başlamıştır. İbrahim Paşa ile olan münasebetleri o evde devam etmiştir. Daye Hatun bu münasebete şahit olmuştur. İbrahim Paşa artık Nigar'la görüşmek istemediğini ona söylemiştir. Daye Hatun, bir ebe kadını yanlışlıkla öldürmesinin üzerine saraydan kovulunca Valide Sultan, Nigar'ı baş haznedar yapmıştır. Ancak bu haznedarlık çok da uzun sürmemiştir. Valide Sultan onların münasebetini öğrenince felç geçirmiştir ve boynundan aşağısı tutmaz hale gelmiştir. Dolayısıyla bildiklerini anlatmamıştır. Nigar, İbrahim Paşa'dan hamile olduğunu öğrenince bunu Paşa'ya anlatırken Gülşah herşeyi duymuştur ve Hürrem Sultan'a söylemiştir. Hürrem Sultan, Hatice Sultan'a bir mektup yazmış ve herşeyi anlatmıştır. Paşa'nın birlikte olduğu kadını yani Nigar'ı görmesi için mektuba Paşa'nın Nigar'a tahsis ettiği evin adresinide yazmıştır. Bunun üzerine Gülşah, Nigar'ı o eve getirerek Hatice Sultan'ı beklemeye başlamıştır. Nigar bir fırsatını bulup Gülşah'tan kurtulmayı başarmış ancak tam kaçarken Hatice Sultan'a yaklanmıştır. Hatice, Nigar'ı alarak İbrahim'le yüzleştirmiş ve İbrahim herşeyi itiraf etmiştir. Nigar zindanlara kapatılmış ve doğuma kadar orda tutulmuştur.

Çöküşü Ve Hazin Sonu[]

Hatice'nin Nigar meselesini Süleyman'a anlatmasıyla İbrahim'in çöküşü başlamış olur. Zaten daha önceden de çeşitli meseleler yüzünden sarsılmış olan Sultan Süleyman'ın İbrahim'e olan güveni bu olayla da ağır bir darbe almıştır. Bu olaydan sonra kaçar gibi sefere çıkan İbrahim, Süleyman'la karşılaştığında büyük utanç duymuştur. Aslında Hatice başta onu boşamak istemiştir ancak sırf Hürrem amacına uşaşıp İbrahim'den kurtulamasın diye vazgeçmiştir. Nigar, tutsak olduğu İbrahim Paşa sarayında doğum yapmıştır, kızı olmuştur. Nigar'a kızının doğumda öldüğü söylenmiştir. Ardından Hatice Sultan, Nigar'ın idam edilmesi emrini vermiştir. Lakin Hürrem Sultanın yeni adamı olan Rüstem Ağa onu tam idam edilecekken kurtarmıştır. Hürrem, Nigar'ı bir süre cariyesi olarak himayesine almıştır. Süleyman seferden dönünce Nigar, Rüstem Ağa ile evlendirilerek saraydan uzaklaştırılmıştır. Bu olaydan kısa süre sonra Nigar'ın kızının aslında ölmediği, Hatice'nin onu senelerdir gizlediği ortaya çıkmıştır. Bu olay sebebiyle de Hatice ve İbrahim bir kaç kez karşı karşıya gelmişlerdir. Sonunda İbrahim kızına kavuşmuş ve onu Nigar'ın da görmesine izin vermiştir. Tüm bunlar olduktan sonra İbrahim Paşa, Şehzade Mustafa ile Bursa'da gizlice buşuşmuştur. Hürrem bu buluşmayı Süleyman'a farklı anlatarak "Seni tahttan indirmek için plan yapıyorlar." demiştir. Bu olaydan kısa süre sonra da Süleyman zehirlenmiş ve ölümle bunun buruna gelmiştir. Tüm bu olanlar Süleyman'ın İbrahim'e olan güvenini iyiden iyiye tahrib etmiştir. Hatta bu yüzden yaşadığı korkular gece rüyalarına bile girmeye başlamıştır.

Advertisement